Eric Temple Bell 
                  Büyük Matematikçiler II 
Çev. Ömer İnönü, İsmail İşmen,  Cüneyt Akova, Zübeyir Demirgüç 
Milli Eğitim Basımevi 
İstanbul 1947 
                 | 
               | 
             
                     
            İÇİNDEKİLER 
            
              
                 
                Bölüm XVI - Geometrinin    Copernicus'u LOBATCHEWSKY (1793-1856)  | 
                1  | 
               
              
                Bölüm XVII - Deha ve Yoksulluk    ABEL (1802-1829)   | 
                14  | 
               
              
                Bölüm XVIII - Büyük Algorist    JAKOBİ (1804-1851)   | 
                33  | 
               
              
                Bölüm XIX - Bir İrlanda Trajedisi    HAMILTON (1805-1865)   | 
                44  | 
               
              
                Bölüm XX - Deha ve Budalalık    GALOIS (1811-1832)   | 
                65  | 
               
              
                Bölüm XXI - İnvaryantların    İkizleri CAYLEY (1821-1895) ve SYLVESTER (1814-1897)   | 
                81  | 
               
              
                Bölüm XXII - Hoca ile Talebesi    WEIERSTRASS (1815-1897) SONIA KOWALEWSKA (1850-1891)   | 
                110  | 
               
              
                Bölüm XXIII - Tam İstiklal BOOLE    (1815-1864)   | 
                135  | 
               
              
                Bölüm XXIV -  Metot Değil, Adam HERMİTE (1822-1901)  | 
                   | 
               
              
                Bölüm XXV - Şüpheci KRONECKER    (1823-1891)   | 
                165  | 
               
              
                Bölüm XXVI - Saf Bir Ruh RIEMANN    (1826-1866)  | 
                 181  | 
               
              
                Bölüm XXVII - Kenarda Kalan    Aritmetik KUMER (1810-1893) ve DEDEKİND (1831-1916)   | 
                205  | 
               
              
                Bölüm XXVIII - Sonuncu Evrensel    Deha POINCARE (1854-1912)   | 
                220  | 
               
              
                Bölüm XXIX - Kaybolan Cennet    CANTOR (1845-1918)   | 
                246  | 
               
              
                İndeks   | 
                273  | 
               
             
            s.1-6'dan özet: 
              Küçük bir memurun ikinci oğlu olan  Nicolas İvanovich Lobatchewsky, 2 Kaım 1793'te Rusya'da doğmuştur. Nicolas yedi  yaşında iken babası ölünce dul kalan annesi Praskovia İvanovna üç erkek  çocuğuna tek başına bakmak zorunda kaldı. Çocuklarıyla beraber Kazan şehrine  giden anne, oğullarının okula girebilmeleri için onları bütün gayretiyle  hzırladı ve küçükler birer parasız öğrenci olarak Gymnasium'a kabul olundular.  Nicolas 1802'de sekiz yaşında okula alındı, on üç yaşında iken üniversiteye  girmek için hazırdı. Kazan üniversitesine 1807'de kabul olundu ve burada  hayatının kırk yılını sırasıyla öğrenci, yardımcı profesör, profesör ve nihayet  rektöre olarak geçirdi. Bu yeni üniversiteyi Avrupa'daki Üniversiteler ayarına  yükseltmek ümidiyle salahiyet sahibi kimseler, Almanya'dan pek çok seçkin  profesörler getirtmişlerdi. Bu Alman profesörler kısa bir zamanda  Lobatchewsky'nin dehasını takdir etmişler ve ona daima cesaret vermişlerdir. 
            Lobatchewsky 23 yaşında iken  1816'da ordinaryus profesör oldu. Müzenin koleksiyonları gelişigüzel  yerleştirilmişti; buna benzer bir intizamsızlık büyük ve önemli kütüphaneyi  kullanılmaz bir hale getirmişti. Lobatchewsky   her şeyi kendi eliyle yaptı. Kitapların adlarını kataloğa geçiriyor,  bunları yerlerine koyuyor, tozlarını alıyor, hatta icabında süpürgeyi bile  kendisi kullanıyordu. Matematik ve Fizik Fakültesi Dekanlığı'na ve 1827'de  Kazan Üniversitesi Rektörlüğü'ne seçildi. Matematikçi artık üniversitenin  başında bulunuyordu. Onun selahiyetli idaresi altında bütün "kurmay" heyeti  tekrar teşkil edildi; her vazife için daha iyi memurlar seçildi; resmi  makamların müşkülat çıkaran bazı hareketlerine rağme öğretim daha liberal  temayüllere göre idare edilmeye başlandı, araştırmaları ve öğretim için lüzumu  olan fenni aletlerin yapılması için bir makine atelyesi teşkil edildiği gibi  bilhassa enerfik rektör tarafondan projesi hazırlanmış olan bir rasatkane  kuruldu ve techiz edildi; Rusya'nın bütün madenlerini temsil eden muazzam bir  mineraloji koleksiyonu tasnif edildi. Ve mütemadiyen zenginleştirildi. 
            Lobatchewsky, kütüphanenin ve  müzenin kendisine ihtiyacı olduğunu hissedince, yeni rektörlük vazifesinin  vermiş olduğu vakar bile onun bizzat işe girişmesine mani olmuyordu. Universite  onun hayatıydı; o üniversiteye bütün mevcudiyetiyle bağlanmıştı; en küçük bir  fırsatta yakasını ve ceketini çıkarır çalışırdı. Bir gün, yabancı bir şahsiyet  bu yakasız rektörün bir kapıcı veya bir işçi olduğunu sanarak, ona  kütüphaneleri ve müzedeki koleksiyonları göstermesini rica eder, Lobatchewsky  de mufassal izahat vererek en mutena yerleri gösterir; misafir bu terbiyeli Rus  işçisinin zeka ve nezaketinden memnun ve fazlasıyla mütehassis olarak, ona  giderken bahşiş vermek <ister; bunun üzere fena halde kızan Lobatchewsky  kendine uzatılan parayı istihfafla reddederek yabancıyı hayretler içinde  bırakır; bu şaşılacak işçinin acayip hallerinden birine daha şahit olduğunu  zanneden misafir eğilir ve parayı cebine koyar. Aynı gece, Lobatchewsky'yi  valinin masasında gören ecnebi, Rektöre taziye verir. 
            Lobatchewsky, şu fikre sahipti ki,  bir şeyin arzusuna göre yapılmasını isterseniz onu ya kendiniz yapmalısınız  yahut da başkaları bu işi yaptıkları zaman mantıki ve müessir bir şekilde  tenkit edebilmek için ifası hakkında adamakıllı bilgi sahibi olmalısınız. 
            Kazan üniversitesi binalarını  mükemmelen inşa ettirdi. Bunlar, şehrin yarısını kül eden 1842 yangınında  Lobatchewsky'nin güzel binaları -- ona gurur veren rasathane de dahil olmak  üzere - yandı.  Rektörün soğukkanlılığı  ve enerjisi sayesinde aletler ve kütüphane kurtarılabilmişti. Yangından sonra  Lobatchewsky binaları ekrar inşa ettirdi. Şunu da hatırlatalım ki, 1842'de  Lobatchewsky, Euclides'in olmayan geometriyi yaratmasından dolayı Göttingen  Krallık Kurumu'na -Gauss'un tavsiyesi üzerine - ecnebi muhabir üye seçildi. Öğretim  ve idare vazifelerinde bu kadar yüklü bir adamın bazı ilmi eserler meydana  getirmek için vakit bulabilmesi hakikaten şaşılacak bir hadisedir.  
            Lobatchewsky'nin hayatının diğer  bir safhası onun ileri görüşlülüğünün yalnız matematik sahasında olmadığını  gösterir. Kazan'da kolera çıkar çıkmaz (1830'larda) papazlar ölenlerin  kabahatlerinin affı için kiliselerde dua etmek ve ölenleri gömmek için halkı  bir koyun sürüsü gibi önlerine katıyorlar, fakat sadece mezar kazmaktansa  açılan çukurlara birkaç küreklik toprak dökmenin herhalde daha faydalı olacağı  fikrini bir türlü telkin edemiyorlardı. Şehirdeki vaziyetin ümitsiz olduğunu  anlayan Lobatchewsky fakülte mensuplarının aileleriyle birlikte üniversiteye  sığınmalarını teşvik etti; öğrencileri ikna ederek, hatta onlara emrederek  koleraya karşı rasyonel savaşmak üzere kendisine yardım etmelerini temin etti.  Pencereler kapalı tutuluyor, en sıkı sağlık korunması kaideleri tatbik ediliyor  ve ancak yiyecek almak üzere mecburi çıkışlara müsaade ediliyordu. Böylece  sığınmış olan 660 erkek, kadın ve çocuktan ancak 16sı öldü; yani %2,5 tan az  bir kayıp. Eski adetlere göre hareket eden ve eski ilaçlar kullanan şehrin  kayıpları yanında bu ölüm yüzdesi ihmal edilebilir. 
            Devletin menfaati  uğruna yapılan bütün büyük hizmetlerden ve  Avrupa'nın onu "büyük matematikçi" olarak tanımlamasından sonra hükümetin ona  daha dolgun bir maaş, daha büyük bir itibar vereceği zannedebilirdi.  Lobatchewsky'nin Rusya'ya karşı gösterdiği bütün fedakarlıklarına ve sonsuz  sadakatine bir teşekkür olmak üzere hükümet (1846) onun hem profesörlük hem de rektörlük  vazifesine birdenbire nihayet verdirdi ve bu çift haksız hareket hakkında da  hiçbir resmi izahatta bulunmadı. O zaman ellidört yaşında olan Lobatchewsky  vücutça ve zihnen her zamankinden daha kuvvetli olup her zamankinden ziyade  matematik araştırmalarına devam etmek arzusundaydı. Meslektaşları bu haksız  harekete itiraz ettiler; basit bir profesör olan onlara, idare ilminin derin  sırlarının anlamaktan yaradılış itibariyle aciz oldukları soğuk bir şekilde  bildirildi. 
            1855'te üniversiteye girişinin 50.  yılını kutladı ve bütün ilmi hayatını hulasa eden Pangéometrie (Rusça ve  Fransızca) adlı eserini yazdı. Bu eserin manüskrisi müellifin eliyle  yazılmamıştı, fakat dikte edilmişti. Zira Lobatchewsky kör olmuştu. Büyük  matematikçi bundan birkaç ay sonra 24 Şubat 1856'da altmış sekiz yaşında öldü.  
              
              
           |